NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
أَبُو
أُسَامَةَ
عَنْ سَعِيدٍ
عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ جَابِرِ
بْنِ زَيْدٍ
وَالْحَسَنِ
مِثْلَهُ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
سَعِيدٌ
أَحْفَظُ
مِنْ
حَمَّادٍ
(Bir önceki 3951. hadisin)
bir benzeri de el-Hasen (el-Basrî) ile Câbir b. Zeyd'den de rivayet olunmuştur.
Ebu Davud dedi ki:
"Saîd'in hafızası Hammâd'dan daha güçlüdür.
İzah:
Tirmizî. Ahkâm; İbn-i
Mâce. Itk.
Rahim: Aslında “ana
rahmi” amlamına gelir.Fakat burada yakın akraba anlamında
kullanılmıştır.Mahrem; ise “haram” demektir. “Rahim mahrem” terkibi ise, nikahı
ebediyen haram olan anne, baba, amca, dayı, hala gibi yakın akraba anlamına
gelmektedir.
İbnü’l-Esir’in
açıklamasına göre; Sahahbe-i Kiram’dan ve tabiundan olan ilim adamları, bu
hadis-i şerife dayanarak, “bir kimsenin elinde bulunan ve nikahı kendisine
haram olan kadın veya erkek bir kölenin hür olacağının” söylemiştir.
İmam Ebu Hanife (r.a.)
ile taraftarları ve İmam Ahmed (r.a.) de bu görüştedir.Yani köle ile efendinin
birinin erkek diğerinin kadın olması farz edildiği takdirde aralarında nikah
caiz olmuyorsa o köle derhal hür olur.
İmam Şafii’ye göre ise,
usul ve furu ile birlikte kardeşler de azad edilmiş olurlar.İmam Nevevi’ni
açıklamasına göre, Zahiriye uleması ise, “Hiçbir evlat babanın hakkının
ödeyemez.Meğer ki, onu köle olarak bulup da satın alarak azad eyleye”
mealindeki 5137 numaralı hadise dayanarak, “Köle sahibi azad etmedikçe köle
onun mahreminden de olsa yine kölelikten kurtulamaz” deimşlerdir.
Çoğunluk ailmlere göre
ise, usul ve furu denilen anne ve babalar ile çocuklar ve torunlar satın alınır
alınmaz hürriyetlerine kavuşmuş olurlar.
Ancak usul ve furu
dışındaki akrabaların satın alınmaları halinde hür sayılıp sayılmayacakları konusu
ulema arasında ihtilflıdır.
İmam Şafii (r.a.) ve
taraftarlarına göre, usul ve furu dışındaki yakınlar sırf satın almakla
hürriyetlerine kavuşmuş olmazlar.
İmam Malik (r.a.) sırf
satın almakla usul ve furu gibi kardeşeler de hürriyetlerine kavuşmuş olurlar
demiştir.
Ebu Hanife (r.a.)’ye
göre ise, kendilerine nikah düşmeyen yakınların tümü satın aldıkları andan
itibaren hürriyetlerine kavuşmuş olurlar.
Ebu Davud, 3949
numaralı hadisin sonunda ilave ettiği sözlerle bu hadisin merfu ve muttasıl
olmadığına işasret etmek istemiştir.Nitekim Beyhaki de haidisn ravisi Hammad’ın
hadisi bu şekilde rivayet etmekle hafızası kendisinden daha güçlü olan ravilerin rivayetlerine ters
düştüğünü söyleyerek Ebu Davud’un bu görüşünü paylaşmıştır.
İmam Tirmizi de; bu
hadisi muttasıl olarak rivayet eden Hammad’dan başka bir ravi bilmediğini
söylüyor. Ayrıca Buhari de bu hadisin zayıf olduğuna dikkat çekmiştir. Ali b.
El-Medini ise bu hadisin münker olduğunu söylemiştir.
Hafız Münziri’nin
açıklamasına göre, 3950-3951 numaralı hadisler mevkuf ve murseİdirler, 3952
numaralı hadis ise mürsel ve münkerdir.
Ancak bu zayıf hadisler
birbirini teyid ettikleri için zayıflıktan kurtulup haşen-ligayrihi
mertebesine yükseldiklerinden musannif Ebu Davud onları Sünen'ine almıştır.